Neujahrsbrief des Interreligiösen Runden Tisches im Kanton Zürich |
|
|
Çarşamba, 18 Aralık 2013 22:29 |
Zürich, Ende Dezember 2013
Neujahrsbrief des Interreligiösen Runden Tisches im Kanton Zürich
Zuhören schafft Vertrauen
Wem kann ich überhaupt noch trauen? Werde ich nicht immer wieder angelogen und über den Tisch gezogen? Eine solche Grundhaltung vergiftet unser Zusammenleben.
Wir wollen wirklich wissen, was unser Gegenüber denkt, fühlt und glaubt. Deshalb sitzen wir drei Mal im Jahr zusammen: Juden, Christen, Moslems, Aleviten und Buddhisten. Wir reden offen miteinander, erzählen von dem, was uns freut, und teilen unsere Sorgen. Bei diesen Begegnungen des Interreligiösen Runden Tisches im Kanton Zürich hören wir uns zuallererst gegenseitig zu. Respektvoll. Wertschätzend. Interessiert. Dieses Zuhören verbindet uns mit der Lebenswirklichkeit des Anderen. Das Zuhören schafft Vertrauen und ist ein Grundstein unserer Zusammenarbeit.
Die eindrückliche Vielfalt von Religionen und Konfessionen beeindruckt uns immer wieder aufs Neue. Gerade in dieser Unterschiedlichkeit vereinigt uns ein Anliegen: Das gegenseitige Vertrauen. Vertrauen verdient, wer aufrichtig und aktiv zuhören kann. Vertrauen verdient, wer offen kommuniziert. Am Interreligiösen Runden Tisch im Kanton Zürich gehen wir das Wagnis ein, dem anderen zu vertrauen – und wir sind noch nie enttäuscht worden.
Jeder, der dem anderen mit offenem Herzen zuhört, trägt zum Vertrauen in unserer Gesellschaft und in der Welt bei. Wo das Vertrauen erstarkt, da wächst auch das Wohlwollen dem Nächsten gegenüber und damit die Nächstenliebe. Vertrauen stärkt das Miteinander und das Füreinander in unserer Gesellschaft nachhaltig.
Lassen Sie sich darauf ein und Sie werden erstaunt sein, dass es unser
Zusammenleben positiv verändert.
In diesem Sinn wünschen wir Ihnen allen für 2014 viel Vertrauen, das durch aktives Zuhören immer mehr wachsen wird und uns allen Hoffnung auf inneren Frieden und Frieden in der Welt schenkt.
Michel Müller, Präsident des Kirchenrats der reformierten Kirche Kanton Zürich, Vorsitzender
André Bollag, Co-Präsident der Israelitischen Cultusgemeinde Zürich ICZ
Alex Dreifuss, Präsident der Jüdisch Liberalen Gemeinde Zürich JLZ
Mahmoud El Guindi, Präsident der Vereinigung Islamischer Organisationen Zürich VIOZ
Irene Gysel, Mitglied des Kirchenrates der Reformierten Kirche Kanton Zürich
Sakib Halilovic, Imam der bosnischen Gemeinde in Zürich
Dagmar Jauernig Schweizerische Buddhistische Union
Büsra Kücükkaya, Verein Islamischer Organisationen Zürich VIOZ
Arnold Landtwing, Vertreter Generalvikariat der Katholischen Kirche im Kantone Zürich
Belkis Osman-Besler, Vizepräsidentin der Vereinigung Islamischer Organisationen Zürich VIOZ
Serpil Sahin, Vorstandsmitglied des Anatolisch-Alevitischen Kulturzentrums Zürich
Benno Schnüriger, Synodalratspräsident der Römisch-Katholischen Kirche im Kanton Zürich
Lars Simpson, Pfarrer, Christkatholische Kirchgemeinde Zürich
Dieser Text ist auch auf unseren Websites zu finden: www.rundertisch.ch l www.zh.ref.ch
l www.zh.kath.ch l www.christkathzuerich.ch l www.icz.org l www.jlg.ch l www.vioz.ch l www.ibc-zh.ch l www.sbu.net
Kontakt: Philippe Dätwyler, Sekretär des Interreligiösen Runden Tisches im Kanton Zürich,
Tel. 044 258 92 65,
Mobile 079 667 53 64, Mail:
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
|
AKP Halkın Bayramını Şiddetle Karşılık Vererek Kutladı |
|
|
Pazartesi, 05 Kasım 2012 13:08 |
BASINA VE KAMUOYUNA
Köln, 30.10.2012
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu
AKP HALKIN BAYRAMINI ŞİDDETLE KARŞILIK VEREREK KUTLADI
AKP iktidarı bayramı şiddetle kutladı. Cumhuriyet bayramı kutlamaları ve halka yönelik yasakçı ve baskıcı, biber gazlı, coplu, panzerli ve tazyikli su saldırısıyla, demokratik haklar ayaklar altına alındı. 21. yüzyılda çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşamadık. Demokratikleşemedik. Ne laiklik var, ne sosyal devlet. Ne hukuk devleti var, ne de demokratik cumhuriyet. Siyasal İslamcı hegemonya ile karşı karşıyayız.
Ülkemiz insanları despotik AKP rejiminin baskıcı, yasakçı ve şiddet politikalarına maruz kalıyor. AKP faşizminin, ayrımcılık, gerilim, çatışma ve şiddet içeren politikalarıyla toplumsal bölünme tetikleniyor. Türkiye farklı kültürlerin, dillerin, inançların, düşünce ve dünya görüşlerine ev sahipliği yapan çoğulcu bir ülkedir. Devlet ve iktidar bu gerçeği kabul etmese de, inkar edilen hakikat budur. Bu nedenle çoğulcu bir toplumda, farklı düşüncelerin ve eğilimlerin kendisini ifade etmesi doğaldır. Düşünce, ifade özgürlüğü, gösteri yapma hakkı, demokratik bir hak olup, her vatandaş ve grup kullanma hakkına sahiptir. Cumhuriyet bayramını kutlama hakkı da demokratik ve yasal bir haktır. Bu hakka ve halkın bayramına karşı, AKP hükümetinin şiddet ve yasakçı zihniyetle, panzerle, biber gazla ve copla cevap vermesi faşizan bir tutumdur.
ÖLMEK, BÖLÜNMEK, AYRIMCILIK VE SOKAKTA AKP FAŞİZMİ İSTEMİYORUZ.
AKP hükümeti 50 gündür cezaevlerinde süregelen açlık grevlerine karşı duyarsız AKP hükümeti cezaevlerinden ölüm bekliyor. Türk askeri ve Kürt gençleri istemediğimiz bir savaşın ve şiddet politikalarının kurbanları oluyor. Her gün ölümlere kucak açan bir Türkiye ve hükümet istemiyoruz. Kürt sorununda çözün, ölümler dursun, kardeş kanı akmasın. Bizleri “Türk-Kürt”, “Alevi-Sünni” ya da “laik-anti laik” diye bölen ayrımcılık uygulamalarını ve nefret üreten siyaset dilini terk edin. Ölüm değil, çözüm istiyoruz. Topraklarımıza ölümler değil, barış tohumları ekilsin istiyoruz. Sokaklarımızda panzer, biber gazı, cop, tazyikli su ve şiddet istemiyoruz. Demokratik haklarını özgürce kullanabilen vatandaşlara saygı gösterilmesini istiyoruz. Bayramları biber gazı, cop ve panzerle kutlamak istemiyoruz. Bu saldırgan uygulamalarında ısrar eden AKP hükümeti toplumsal ilişkileri etnik, dinsel ve siyasal eksende bölmeyi hedefleyen çatışmaları ve gerilimleri besliyerek, ülkeyi kan gölüne cevirmek cabası içerisindedir.
|
Son Güncelleme: Pazartesi, 05 Kasım 2012 13:11 |
Devamını oku...
|
|
Kamuoyuna Duyurulur! |
|
|
Pazar, 02 Eylül 2012 22:31 |
H A L K I M I Z A
Daha önceleri Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Saadet Partisi gibi gerici ve şeriatcı partilerin kurucusu Necmettin Erbakan’ın çömezi olan Recep Tayip Erdoğan , Erbakan’ın RP’si kapanınca yenilikçiler adı altında Adalet ve Kalkınma Partisini (AKP) kurdu. Bu partiyi kurarken eski arkadaşlarını ve İstanbul Belediye başkanı iken birlikte yolsuzluklardan dolayı yargılanan ekibini meclise taşıdı ve dokunmazlık zırhına büründüler.
Recep Tayip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Karacaahmet Cemevini yıkmaya çalışmış, Alevilerin direnmesi sonucu bu yıkım kararından vazgeçmişti. Yapamadığı bu yıkımı içinde, geçenlerde katıldığı bir televizyon proğramında kendisine yöneltilen bir soruya Karacaahmet Cemevi’ni nasıl ve neden yıkmak istediğini anlatırken "O cemevi bir ucube olarak yapıldı orada. Hala kaçaktır. Ruhsatı yoktur. Karacaahmet Türbesi’nin yanında ucube olarak durur" diyerek daha önce de çümbüşevi dediği bir toplumun ibadethanesi olan Cemevleri için ucube diyerek kendi zihniyetini açıkca ortaya koydu.
Gerek Başbakanın, gerek AKP Bakan ve Milletvekillerinin ve zaman zaman da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarda Alevilerin inancı ile alay edilmekte, Alevileri rencide edip toplum içinde itibarsızlaştırmaya gayreti içine girmektedirler. Devletin Başbakanı, Bakanları ve diğer kurumların başkanları Aleviler hakkında bu kadar saçma iddialarda bulunurken, gerici faşist dinlarlarda kendilerine görev biçip Alevilere karşı provaksiyonlar içine girmektedir. Didim, Adıyaman, Erzincan, ve İstanbul’un iki mahallesinde alevilerin oturduğu evler tıpkı Maraş katliamında yapıldığı gibi işaretlediler. Malatya’nın Sürgü Beldesinde Ramazan davulcusunun, Alevi aileye karşı yaptığı provakasyon tüm toplumun beleğinde halen tazedir. En son olarak İstanbul da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kartal Şubesi sabaha karşı kundaklandı.
Aleviler üzerinde oynanan oyunlara Alevi kimliği ile TBMM’ne seçilen CHP milletvekili Hüseyin Aygün kaçırılması eklenerek, Aleviler ve Kürtler karşı karşıya getirilmek isteniyor.
Başbakan’ın daha düne kadar kardeşim dediği Suriye diktatörü Beşer Esed’in Nuseyri kimliği bahane edilerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nezninde Alevilere saldırmaktadır. Suriye’de meydana gelen olaylar nedeni ile savaş çığırtkanlığı yapan Erdoğan ve ekibi, AKP derin devletinin Gaziantap’te sivil halka karşı yaptığı katliamı bahane edip halkın oyları ile TBMM’de bulunan BDP milletvekillerine saldırmaktadır. Demokraside har vurup harman savuran AKP, nedense kendisine muhalif olan kişi ve kurumları sürekli hedef göstermektedir. Hapishaneler AKP’ye muhalif olan öğrenci, basın mensubu, bilimadamı, yazar, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile doldurmuş durumda.
|
Devamını oku...
|
Alevilik Dersi İsviçre Okullarında |
|
|
Cuma, 27 Nisan 2012 19:15 |
ALEVİLİK DERSİ İSVİÇRE OKULLARINDA
Zürih Kantonu'nda önümüzdeki eğitim-öğretim yılında Alevilik, din kültürü dersi müfredatına alınıyor. Okullarda çocuklara Hristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm, Budizm ve İslamın yanında Alevilik de anlatılacak. İsviçre Alevi Birlikleri Federasyonu (İABF) Genel Başkanı Bülent Ant, Aleviliğin din kültürü dersi müfredatına alınmasının kendileri için bir başarı olduğunu dile getirdi. İsviçre'deki diğer kantonlarda da Aleviliğin okullarda öğretilmesi için, çalışmalarını sürdürdüklerini “İsviçre'de Alevilik dersleri ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Zürih Kantonu Eğitim Bakanlığı ile bu konuda bir buçuk yıldır ortak bir çalışmamız vardı. Nihayet önümüzdeki eğitim-öğretim yılında Zürih Kantonu'nda Alevilik, diğer inançlar gibi din kültürü dersi müfredatına girecek. Bu bir deneme olarak başlayacak. Burada çocuklara Aleviliğin nasıl bir inanç olduğu ve temel ilkeleri öğretilecek. Çocuklar İslamiyeti, Hristiyanlığı veya Budizmi öğrendikleri gibi Alevilik hakkında da bilgi sahibi olacaklar. Kısa bir sürede Alevilik dersini, İsviçre'nin özellikle Almanca konuşulan 13 kantonunda başlatmak istiyoruz. Bunu inançların barış içinde yaşaması açısından gerekli görüyoruz. İsviçre'de yaşayan 117 bin Türkiyeli`den 35 bin ile 40 bin kişinin Alevi olduğunu tahmin ediyoruz. Bize bağlı toplam 12 dernek var. Aleviliğin müfredata girmesi için Alevilerin talebi gerekiyor. Alevilerden isteğim bu konuda okullardan talepte bulunmalarıdır. Alevilik, öğrencilerin talepleri doğrultusunda okullarda işlenecek. Bir sınıftan iki çocuk Aleviliği öğrenmek istediğini söylerse, dersi görecekler. Bu, bizim inancımızın yaşaması ve çocuklarımızın kendi kimliğini bulmaları açısından önemli.”
Tüm canların dikkatine!
2012-2013 eğitim-öğretim yılında, Kanton Zürih’te verilecek olan Alevilik dersleri için gereken bilgiyi, Zürich Anadolu Aleviliği Kültür Merkezi`ne müracaat ederek alabilirsiniz.
ZÜRİCH ANADOLU ALEVİLİĞİ KÜLTÜR MERKEZİ (AAKM)
ANATOLISCH - ALEVITISCHES KULTUR ZENTRUM IN ZÜRICH
|
Son Güncelleme: Cuma, 27 Nisan 2012 19:26 |
|