4 Kapı 40 Makam Güzel Ahlaktır Yazdır
Kullanıcı Değerlendirmesi: / 0
ZayıfEn iyi 
Cumartesi, 26 Haziran 2010 10:22

4 Kapı 40 Makam Güzel Ahlaktır

Hasan Kılavuz Dede
 

Ahlak, hulk kelimesinin çoğuludur. Hulk insanın yaratılıştan sahip olduğu veya terbiye yolu ile kazandığı ruhî ve kalbi halleridir. İnsan nefsinin iki özelliği vardır ki bunlardan biri, hâl diğeri ise meleke adını alır.

Ahlak, hulk kelimesinin çoğuludur. Hulk insanın yaratılıştan sahip olduğu veya terbiye yolu ile kazandığı ruhî ve kalbi halleridir. İnsan nefsinin iki özelliği vardır ki bunlardan biri, hâl diğeri ise meleke adını alır. Nefse iyice yerleşmiş ve gelip geçici şeylere hâl denir. Mesela; bir insanın zaman zaman gülmesi, korkması, kızarması gibi.
 
Bir de ruhî hayatımıza yerleşmiş, kökleşmiş kolay kolay sökülüp atamadığımız huylar vardır ki bunlara da meleke diyoruz. Mesala cömertlik, doğruluk, cimrilik, yalancılık gibi. Eğer insanın huyları iyi ve olumlu özellikler taşırsa buna da güzel ahlak denir.
 
Ahlak ilmi temelde ikiye ayrılır:
 
1. Nazari yani teorik olarak
 
2. Ameli yani pratik ahlak
 
Birincisi ahlakın temel ilkelerini belirleyecek ruhsal eğilimlerimizin ve davranışlarımızın kaynaklarını, bunları yönlendirip idare edilme şekillerini öğretir.
 

İkincisi, ameli ahlak ise (pratik) kişiye iyi ve kötüyü öğretmekle kalmaz, bunlardan iyi ve doğru olanlarının alınıp uygulanmasını sağlar.

 
Böylece iyiye, doğruya ve güzele yönelen kişi, manevi yapısınıda ahenk içinde terbiye etmiş olur. Böyle bir insan nefsini faziletlerle süsler, kötülüklerden arındırır; kişi kendisiyle olduğu gibi başkalarıyla da uyum içinde olur. Ahlakın, toplum ve kişiyi korumayı amaçlayan kurallarına uyuldukça vücut gibi ruh da sağlıklı olur. Ahlak eğitimi görmüş ve benimsemiş kişilerde başkalarına oranla olumlu manada önemli değişiklikler ortaya çıkar. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
 
a- Ahlaklı kişilerde sorumluluk ve görev duyguları diğerlerine göre daha gelişmiştir.
 
b- Ahlak, insan hak ve adalet duygularını geliştirir. Haksızlık ve zulümkarlıktan uzaklaştırır.
 
c- Ahlak, merhamet kaynağıdır. Sevgi ve şefkat duygularını ön plana çıkarır, hatta her şeye kucak açmayı sağlar.
 
d- Ahlaklı insan hoşgörü sahibidir ve yardımseverdir.
 
e- Ahlak duyguları yüceltirek insanı olgunlaştırır ve kötü alışkanlıklardan arındırır.
 
f- Ahlak, insana sabır, sebat, metanet, doğruluk, af, şükür, edep gibi bütün iyi duyguları kazandırırken; yalan, gıybet, kibir, fesat, hased, öfke, zulüm, riya, hırs gibi her türlü fena duygu ve alışkanlıklardan uzaklaştırır.
 
Ahlakın toplum üzerindeki tesiri büyük ve belirleyicidir. İnsanların yaşam birliktelikleri toplumu meydana getirdiğinden fertlerin ahlakî durumları bütün topluma yansır.
 
Alevi öğretimizde de ahlakla ilgili emir ve yasalar, gelenek ve törelerimize iyice yerleşmiştir. Mesela; yetim ve yoksullara yardım etmek, zulümden kaçınmak, zulümkara boyun eğmemek, hak ve adaletten ayrılmamak, yalancı şahitlik yapmamak, gıybet (dedikodu) yapmamak, karşılıklı sevgi ve saygı beslemek gibi..
 
Bu tür üstün ahlaki değerlere sahip olan kişilerden oluşan toplumlar ahlaklı olur. Ahlaklı toplumlarda birlik ve beraberlik ruhu olur. Anarşi ve düşmanlıkların, karşılıklı çekememezlik ve kıskançlıkların böyle toplumlarda yeri yoktur. Bireyler kendi aralarında merhametli ve yumuşak olurlar; gönül alçak, sevecen, hoşgörülü olur. Herkes hak ve görevini bilir. Kişiler birbirlerine yardım için çalışır, birisinin başarası diğerini de mutlu eder. Ahlaklı toplumun fertleri, haksızlığa yer vermez, kötülüğe göz yummaz, hile ve düzenbazlığa müsade etmez; iyiliklerin yayılmasına, düzen ve intizamın sağlanmasına hizmet eder.
 
Alevi öğretisindeki temel görüşler 4 kapı 40 makamla çok iyi açıklanıp anlatılıyor. Alevi uluları, bu temel görüşler üzerine bu öğretiyi kurup, bu inancı bu güne kadar getirmişler. Alevi pirleri de tüm ibadet ve yaşamlarında, içinde bulundukları her ortamda tüm davranış biçimlerini edep, erkan içinde yerine getirmişler. Edep erkan faziletli kişinin yüce ahlakıdır.
 
4 kapının hangisine varırsan var, önce senden edep erkan istenir. 4 kapı 40 makamın kişiye sağlayacağı eğitimle insan kendisini arındırır. Bu yoldaki ikrar sahibi taliplerin söylediği şudur: ?Din iyi ahlak üzerine kurulmuştur.? Alevi dervişleri taliplerine yaptıkları nasihatlarda ve verdikleri bilgilerde, ayrıca görgü cemlerinde vurgulanan şey kişinin kendisini güzel ahlakla donatmadığı sürece hiç bir pire bend olamayacağıdır.
 
Alevilerde inançları gereği okumak ve bilgilenmek esastır, özellikle de Alevi dedelerinin bilgiyle donanmaları gerekir. Bu destur Hz Peygamber?in ünlü hadisinden alınmıştır: ?Ben ilmin şehriyim, Ali de o şehrin kapısıdır.?
 
Okumak, Alevi öğretisinde ibadettir. Okuyan kişi topluma yararlı olur. Şeriat kapısının 2. makamı ilim öğrenmektir. Marifet kapısının 1. makamı edep erkanlı olmaktır. Hakikat kapısının 1. makamı alçak gönüllü (toprak olmak) olmaktır.
 
Anadolu kızılbaş Alevilerinin inancında bağnazlık ve gericilik yoktur. İlim ögrenip pirinden el alıp edep ve erkana bürünen alçak gönüllü talipler, güzel ahlakın en iyi örnekleriyle davranışlarını tamamlarlar. Kendisinden farklı düşünenlere saygı gösterirler. Kimseyi zorlamazlar, kimseyi suçlamazlar; bir elden aldıklarını diğer elden verirler. Onlara göre aynı zamanda ibadet, yoksulu doyurmak, yetimin başını okşamaktır. Konukseverlik ve cömertlik marifet kapısının erkanıdır derler. Alevi cemlerinde bu konular bizzat pratikte yaşanarak anlatılır. Cemi yürüten dede cemde hazır bulunan tüm canlara seslenerek güzel ahlakı oluşturan şu sözleri söyler: ?Yücelik taslama, kin ve kibirli olma; münafıka benzeme, riyakar olma, şeytanın izine uyma!? Daha önceden yaşanmış olaylardan da ders çıkararak güzel örneklerle taliplerinin güzel ahlakla donanmalarını öğütler. Dergah ve pir evlerinde verilen eğitimde, zalimlikten ve zulümden uzak durmayı, bile bile kimseyi incitmemeyi hata ve kusuru olanları güzel bir dil ile incitmeden, ürkütmeden ikna ve ıslah etmeyi öğütler. Topluma ve çevreye zararı olmayan kişisel hataları hoş görüyle karşılarlar. Kişinin bu tür davranış ve hatalardan arınmasını sabırla beklerler. Alevi öğretisinde, insana nasihat ve eğitim, sertlikle ve korkuyla olmaz. İnsan kazanmak uğruna, insan harcanıp itilip kenara atılmaz. Herkese aynı düzeyde ve şefkatla yaklaşılır. Söylenecek her şey gönül evini şen etmeli. Gönül evi yıkılırsa bu güzel ahlak değildir.
 
Alevi öğretisinin özüne göre gerek Alevi dedeleri, gerekse Alevi yöneticileri; hem pirim diyenler, hem başkanım diyenler şefkate güneş gibi, cömertlikte su gibi, alçakgönüllülükte toprak gibi, teslimiyette ölü gibi kusurları ve ayıpları saklamadan gece gibi olmak zorundadır.
 
Alevi Kızılbaş erkanını bilenler, bilmeyenlere anlatırlar. İnsanları biri birine gammazlayan, emanete ihanet eden, insanları birbirlerinden ayıran ve aynı nazar ile görmeyenlere, Hz. Pir Hünkar?ın tüm kötülükleri önlemek amacıyla kendisine gönül veren Anadolu erenlerine güzel ahlakla donanmaları için verdiği en doğru anahtar ?eline, beline, diline sahip ol.? sözüdür.
 
Bu temel düsturlar küçükten büyüğe, talipten müride, müridten mürşide tüm canlar tarafından iyi ahlakın göstergeleri olarak benimsenir ve aynen uygulanır.

 
Kaynak: alevi.com

 

Son Güncelleme: Cumartesi, 26 Haziran 2010 10:53